5 Mayıs 2019 Pazar

Dundee, İskoçya'nın Yeşil Şehri...

Dundee, İskoçya'nın en büyük dördüncü şehri. Yemyeşil, en fazla iki katlı evlerden oluşan, inanılmaz akşam saat 5'te hayatın durduğu, dükkanların kapandığı, sessiz sakin bir şehir. Ağustos sonu gitmemize rağmen gerçekten hava soğuktu. 

İngiltere vizesiyle Edinburgh havalimanına gidip, araba ya da tren ile Dundee'ye ulaşabilirsiniz. 

Gezip görülecek sayısız yer ver demek yanlış olur.

Broughty Kalesi

Yemyeşil Dundee Caddeleri





Forth Bridge


Yemek için çok fazla alternatif yok. Biz Fisherman's Tavern'i tercih ettik.Hem yemek hem de birşeyler içmek için uygun bir yer. Dundee merkezde hem döviz bürosu hem de market bulabilirsiniz. 

Antakya'da Gezilecek Yerler

Antakya'da şehir içinde gezilebilecek yerler Arkeoloji Müzesi, St. Pierre Kilisesi, Habib-i Neccar Camii, Uzun Çarşı, Türk Katolik Kilisesi, Tıbbi ve Aromatik Bitkiler Müzesi, Kurtuluş Caddesi. Ayrıca Musevi Havrası ve Ortodoks Kilisesi de var. Ama önceden özel izin almak gerektiği için biz giremedik. 

Arkeoloji Müzesi: Merkeze biraz uzak, ama muhteşem mozaikleri görmek için özellikle gidilmesi gereken bir yer. Maalesef, tur ile gelip, kendini müzeyi satın aldığını zanneden insanların bağırış çağırışları arasında kalmak istemiyorsanız sabah erken gitmenizi öneririm. Müze kart geçerli. Ama biz gittiğimizde ellerinde müze kart yoktu. Müze kartınız yoksa mümkünse ellerinde müze kart var mı diye 1 gün önce ya sorun, ya da önceden müze kartınızı çıkartın. Biz müzeyi 3 gün önceden ellerinde müze kart var mı diye aradığımız halde, gittiğimizde olmadığını öğrendik ve St Pierre Kilisesi'ne dönüp, oradan almak zorunda kaldık.


St. Pierre Kilisesi: Habib-i Neccar Dağı eteklerinde yer alıyor ve ilk kiliselerden biri olduğu bilinmektedir. Antakya'da ilk Hristiyanların gizli olarak toplandıkları yer. 


Habib-i Neccar Camii: Kurtuluş Caddesi üzerinde bulunuyor. Camiye adını veren Habib-i Neccar, Hz. İsa'nın ilk havarilerinden. Ayrıca cami içinde Hz. Yusuf ve Hz. Yahya'nın türbeleri de var. 

Türk Katolik Kilisesi: Oldukça küçük bir kilise, çok hoş bir avlusu var. Ama ziyaret saatlerine dikkat etmenizi öneririm.



Ortodoks Kilisesi ve Musevi Havrası: Özel izin gerektiği için içeri giremedik. Dıştan fotoğrafını çekmekle yetindik. 


Tıbbi ve Aromatik Bitkiler Müzesi: Kurtuluş Caddesi üzerinde bir sokağın hemen başında yer alıyor. Çok çeşitli kurutulmuş bitki ve faydalarını gösteren bir müze. 


Uzun Çarşı: Birbirine bağlı bir sürü çarşı düşünün. Baharat, giyim kuşam, şarküteri, altın,... Ne arasanız var.

 


 

Kurşunlu Han: Uzun Çarşı içerisindeki bir sürü handan sadece bir tanesi. Ama en iyilerinden biri diyebilirim. Biz bir çay içip, soluklanmak için girdik. 



Asi Nehri: Gecesi, gündüzü ayrı güzel, gürül gürül akan bir nehir...



Kurtuluş Caddesi: Dünya üzerinde ışıklandırılmış ilk cadedeymiş. Ama pek gelişmiş olduğunu söylemek oldukça zor. 

Antakya Pazarı: Sanırım hergün kuruluyor. Uzun Çarşı ile Kurtuluş Caddesi arasında kalıyor.  Aslında bildiğimiz pazar, ama değişik otlar, vs de var. 

Şehir merkezinden uzak nereler var derseniz; St. Simon Manastırı, Vakıflı Köyü, Titus Tüneli ve Beşikli Mağarası, Hıdırbey Köyü, Harbiye Şelalesi, Hz. Hızır Türbesi. Ama maalesef buralara gitmek için araba şart. Ya da cumartesi ve pazarları günübirlik turlar varmış. Ama biz hafta içi gidip, cumartesi öğleden sonra döndüğümüz için tura katılamadık.  

Antakya'da Ne Yenir, Nerede Yenir?

Antakya'da ne yenir sorusunun cevabı aslında bakarsanız Antep'teki kadar geniş seçenekli değil maalesef. Antakya'da yemek aslında geniş meze kültürü üzerine kurulu gibi bence.

Benim size tavsiyem nerede ne yerseniz yiyin, muhakkak fiyatlı menü isteyin. Maalesef, bazı yerlerde çok da dürüst olmayan esnaf ile karşılaşmak mümkün. Bir kısım esnafta da ünlü gurmeler tarafından tavsiye edildiklerini bildikleri için bir miktar kibirli diyebilirim.

Humusçu İbrahim : 3 çeşit meze yapıyorlar, bakla ezmesi, humus, biber ezmesi. Ufacık salaş bir dükkan. Lezzetli mezeler için iyi bir seçenek.


Sultan Sofrası: Aslında merak ettiğiniz Antakya yemeklerini tatmak için iyi bir seçenek. Biz Kaytaz böreği, aşur, sermisek, meze tabağı aldık. Kaytaz böreği ve sermisek aslında bildiğimiz börek, lezzetli. Ama aşur için aynı şeyleri söyleyemeyeceğim.Pek sevemedik aşuru. Arkadan da kireçte kabak tatlısı yedik. Üzerine kabak tatlısının kalorisinin az olacağını düşünüp, tahin ve fıstık da koymuşlar. Tatlısını beğendik. 



Anadolu Restaurant: Meze tabağı, oruk (içli köfte) ve lahmacun yedik. Hepsini de beğendik.

Avlu Restaurant: Ortamı en güzel restaurant diyebilirim. Aslında şansımızı öncelikle yine gurmeler tarafından önerilen bir kaç resturantta denedik. Ama her yer boş olmasına rağmen rezervasyonumuz olmadığı gerekçesiyle geri çevrilince, otelimizden tavsiye isteyip, hemen Avlu Rastaurant'a gittik. İyi ki de gitmişiz. Ne yedik konusuna gelirsek, meze tabağı, güveçte kızarmış peynir, oruk, çiğ köfte. 



Pöç Kasabı: Uzun Çarşı'daki son derece popüler olan bu yerde tepsi kebabı ve kağıt kebabı yedik. Biraz ağır, ama yine de güzel. 

Çınaraltı Künefeci Yusuf Usta: Uzun Çarşı içerisinde bir avluda yer alıyor. Porsiyonlar oldukça büyük. Ben aman aman bayıldım diyemem, ama yine de güzel.


Bizim Künefeci: Merkezde yer alıyor. Ragıp Usta, geçtiğimiz yıl Masterchef'e de çıkmıştı. Künefesi Çınaraltı Yusuf Usta'nınkine benziyor. 


Köprübaşı Tatlıcılık: Kireçte kabak tatlısı almak için doğru adres.

Berk Buket Tatlıcılık: Bey Mahallesi girişinde bir imalathane. Kavanozda dilimlenmiş kireçte kabak tatlısı, ceviz reçeli, kerebiç reçeli var. Kerebiç reçelini ben çok sevmedim. Ama kabak tatlısı gerçekten başarılı. 

Affan Kahvesi: Kurtuluş Caddesi üzerinde yer alan bu kahve, önden baktığınızda tam bir kıraathane. Ama arka tarafında ailelere uygun bahçesi var. Biz de merak üzere haytalı denen tatlısını yemek için geldik. Aslında su muhallebisinin üzerine dondurma, gülsuyu ve cırtlak pembe şekerli su konmuş bir tatlı. Çok da beğenilecek bir tarafı bence yok. Ama ortamı güzel. Ayrıca süvari denen çay bardağından Türk kahvesi içtik. 










Antakya'ya Ne Zaman Gidilir? Antakya Şehir İçi Ulaşım Nasıl? Antakya'da Nerede Kalınır?

Antakya için en güzel zamanlar bence bahar ayları. Yağmurların kesilip, havaların hafiften ısınmaya başladığı dönem en güzeli...

Antakya'ya esas olarak yemek için gittiğinizi düşünürsek, restaurantların özellikle bahçe kısımlarını tercih edeceğinizi düşünüyorum. Bu nedenle, açık havada oturulabilecek bir zamanda gitmenizi öneriyorum. 

Hatay havalimanından, Antakya merkeze nasıl gidilir konusuna gelirsek...

Hatay'da her inen uçak için Antakya merkeze giden Havaş otobüsü bulunuyor. Yolculuk 45 dakika-1 saat kadar sürüyor. Dönüşte ise otobüs saatlerine aman dikkat edin. 

Antakya zaten küçük bir yer olduğu için, herhangi bir toplu taşımaya ihtiyaç duymuyorsunuz. Ama, Hatay Arkeoloji Müzesi ve St. Pierre Kilisesi'ne gitmek için birşeylere binmeniz gerekiyor. Biz giderken taksiye bindik, dönüşte minibüs ile merkeze geldik. Minibüsler Palladium Avm'nin oradaki balıkçıların olduğu yere kadar geliyor. Buradan sonra merkez zaten 5 dakika yürüme mesafesinde.

Antakya'da nerede kalmalı derseniz, kesinlikle merkezde Güllü Bahçe ya da Bey Mahallesi civarında kalmalısınız. Biz Shahut Otel'de kaldık. Gerçekten de beğendik. Hem odaları, hem de kahvaltısı bence 10 numaraydı.