28 Mayıs 2016 Cumartesi

Prag'ta Nereye Gidilir? Prag Gezi Rehberi, Orta Çağ Kenti Dedikleri Bu Olsa Gerek

Prag - Budapeşte - Viyana üçlüsünden, Budapeşte ve Viyana'ya 3 yıl önce gitmiştim. Hatta o zamanlar Pegasus'un Budapeşte'ye uçuşu bile yoktu. Ben de Macar Havayolu şirketi olan Wizz Air ile uçup, Budapeşte'ye gidip, gezip, ardından otobüsle Viyana'ya geçmiştim. Viyana'da da gezdikten sonra Pegasus ile geri dönmüştüm. O dönemde Pegasus'un Prag'a uçuşu yoktu. Benim de 3 şehri arka arkaya gezmeyi yorgunluk olur diye gözüm yememişti. Kaldı ki 2 şehri hiç durmadan gezmek de benim için çok yorucu olmuştu. 

Gitmeden önce yaptığım araştırmalara göre Prag için en iyi mevsim Mayıs ve Eylül ayıymış. Ben de 2016  Mayıs ortasında Pegasus'ta uygun fiyatlı bilet bulunca hemen aldım. İstanbul Sabiha Gökçen-Prag gidiş-dönüş bilet fiyatı 365 TL idi. Ben bileti 2 ay kadar önce satın aldım. Ama yaklaşık 1 ay öncesine kadar bilet fiyatı atla deve artmadı açıkçası. Ben her gezim öncesinde o gün neler yapacağımı hep çok iyi programlarım. Ufak sapmalar olsa da mümkün olduğunca uymaya çalışırım.  


Öncelikle Prag'a gidebilmek için Schengen Vizesine sahip olmak gerekiyor. Gitmeden önce muhakkak hava durumuna bakın. Çünkü hava Prag'da gerçekten çok dengesiz. Benim gittiğim tarihlerde 3 gün hava gerçekten çok soğuktu. Hatta polar ve üzerine mont giymek zorunda kaldım. Nedeni de Prag'ın karasal iklime sahip olmasıymış. Diğer 2 gün ise hava gayet iyiyidi. Ama yine de üzerinize rüzgarlık gibi bir şey giymek gerekebiliyor. Ben AccuWeather sitesinden kontrol ettim. Sonuç olarak gayet tutarlıydı. Çok yanılmadılar.

Prag'daki havaalanının adı Vaclav Havel Havaalanı. Öncelikle uçaktan iner inmez, pasaport kontrolünde geçip, bavulumu aldıktan sonra Döviz Bürosuna gidip para bozdurdum. Çünkü Çek Cumhuriyetinde kullanılan para birimi Çek Korunası (CZK). Ancak havalanınadaki döviz bürosunda ben yaklaşık 10 Euro kadar bozdurdum. Hem %5 komisyon alıyorlar, hem de düşük fiyattan bozuyorlar. Kısaca kesinlikle çok para bozdurmayın. Zaten şehrin içine indiğinizde göreceksiniz. Adım başı döviz bürosu var %0 komisyonla çalışan. 1 Euro yaklaşık olarak 26 CZK.

Seyahatlerde yaptığım ilk  şey daima havaalanındaki Tourist Information'ı bulmaktır. Tourist Information'dan ücretsiz Prag haritası temin edebilirsiniz. Ben daha kapsamlı bir harita istediğimi söylediğimde, yine ücretsiz olarak başka bir harita verdiler. 

Ben gitmeden önce yurtdışında internet kullanmayacağım için cep telefonuma Google Maps Çevrimdışı haritaları yüklemiştim. Bu sayede kağıt harita kullanmama çok gerek kullanmadan yolumu rahatlıkla buldum. Tek dezavantajı telefonun şarjını çok tüketiyor. O yüzden ne olur ne olmaz diye sırt çantamda daima bir taşınabilir şarj cihazı taşıyorum. 

Yine Tourist Information'dan şehir merkezine inmek için kullanacağım  Airport Express isimli otobüs için 42 CZK'ya otobüs bileti satın aldım. Bileti otobüste şoförden de alabilirsiniz. Ancak fiyatı 60 CZK. Tourist Information'dan ayrılıp, dışarı çıktığınızda önünüzde otobüs duraklarını göreceksiniz. En sağdaki duraktan Airport Express'ler  her 15 dakikada bir kalkıyor.

Konaklama için Prag 1. bölgede kalmanız gerçekten önemli. Çünkü Prag çok küçük bir şehir ve hemen her yere yürüyerek ulaşabilirsiniz. Ben rezervasyonumu www.booking.com aracılığıyla yaptım. Daha önce de aynı zincirdeki başka pek çok otelinde kaldığım Ibis Praha Old Town isimli oteli seçtim. Hem Namesti Republiky isimli metro durağının dibinde, en önemlisi de Prag'daki bence en önemli alışveriş merkezi olan Palladium'un yanında. Kısaca otelim hem çok merkezi bir yerdeydi, hem de çok güvenliydi, hem de Airport Express durağına çok yakındı. 

Gelelim Prag'da nereler gezilir sorusuna...

Otelden çıkıp, ilk iş Eski Şehir Meydanına doğru yürümeye başladım. İlk olarak karşıma her gün altından geçeceğim Powder Tower çıktı.

Powder Tower

Powder Tower'ın altından geçip Celetna Caddesi boyunca çok sayıda hediyelik eşya satan dükkan görebilirsinzi. Yol üzerinde bir kuklacı ve bir de sadece matruşka satan bir dükkan vardı. Cadde boyunca 2 adet bal mumu müzesi de var. Ama ben girmedim.

 
 Celetna Caddesi üzerindeki kukla dükkanı
Celetna Caddesi üzerindeki matruşkacı

Celetna Caddesi'nin sonunda Eski Şehir Meydanı'na ulaşıyorsunuz. Prag'daki her meydanda görebileceğiniz Segway turları satan insanlar var. Eski Şehir Meydanın'da Astronomik Saat, Eski Belediye Sarayı, Jan Hus Anıtı, Tyn Kilisesi, Aziz Niklaus Kilisesi ve Franz Kafka'nın da yaşadığı Dum u Minuty Evi'ni görebilirsiniz.

Eski Şehir Meydanı ve Tyn Kilisesi

Bence meydanda en çok görülmeye değer yapı Astronomik Saat. Her saat başı Astronomik Saatin altında bir sürü turist toplanıp, üzerinde çeşitli figürlerin bulunduğu saati izlemekte. Tam saat başı olup, astronomik saat gösterisini yaptığında, arkadan tüm turistlerin alkış ve ıslık seslerini duyacaksınız. Astronomik Saatin hemen dibinde bulunan Eski Belediye Saray'ının üzerindeki kuleye çıkıp,meydanı kuş bakışı izleyebilirsiniz. Çok kalabalık oluyor. Ama aynı zamanda çok da zevkli. Kuleye çıkmak 130 CZK. Aziz Niklaus ve Tyn Kilisesi'ne giriş ücretsiz.

 
Astronomik Saat
Eski Belediye Binası Kulesinden Kuş Bakışı Meydan

 
Jan Hus Anıtı
Aziz Niklaus Kilisesi

Tyn Kilisesi'nin hemen yanında Eski Şehir Meydanı'nda Prag Ulusal Müzesi-Kinsky Sarayı var. Benim gittiğim gün Müzeler Haftası nedeniyle giriş ücretsizdi. Çok büyük bir müze değil. 

Aziz Niklaus Kilises'ne yüzünüz dönüp, hemen sağındaki Parziska Caddesi boyunca yürürseniz Yahudi Mahallesi olan Josefov'a ulaşacaksınız. Ben daha önce hiç sinagoga girmemiştim. Bu nedenle sinagog görmek istiyordum. Ancak Josefov'da sinagoglara girebilmek için birkaç gün geçerli olan bilet almanız gerekiyor. Her sinagoga kombine bilet almadan girmek mümkün değil. Sadece İspanyol Sinagoguna ve Eski-Yen Sinagog'a tek bilet alarak girebilirsiniz. İspanyol Sinagogu'na giriş fiyatı 70 CZK. İspanyol Sinagogu'nun hemen yanında Franz Kafka Anıtı bulunuyor.

İspanyol Sinagogu

Franz Kafka Anıtı


Gelelim Prag Kalesi'ne...

Prag Kalesi'ne gitmek için Eski Şehir Meydanın'dan dümdüz aşağı inip, Karl (Charles) Köprüsün'den geçmeniz gerekiyor. Karl Köprüsü Prag'ın ortasından geçen Vlatava Nehri'nin üzerinde bulunuyor. Nehir üzerindeki en çok görmeye değer köprü bu. Karl Köprüsü'nün üzerinde çok sayıda heykel görebilirsiniz. Ayrıca köprü üzerinde, resim, fotoğraf ve takı yapıp satan sanatçılardan alışveriş yapabilirsiniz. 
 
Karl Köprüsü

Karl Köprüsünden Mala Strana tarafına geçtiğinizde, sağa dönerseniz Kafka Müzesi ve hemen dibindeki dünyadaki en dar olduğu iddia edilen sokağı görebilirsiniz. Sokak bir kişinin geçebileceği genişlikte olduğu için sokaktan geçmek için sokağın başına trafik ışığı bile koymuşlar.
Franz Kafka Müzesi'nin yanındaki en dar sokak

Karl Köprüsü'nün bitiminde Mala Strana'dan dümdüz hiçbir yere sapmadan yukarı çıktığınızda Prag Kalesi'ne varacaksınız. Prag Kalesi'nin girişinde yiyecek standları ve hediyelik eşya standları göreceksiniz. Ben kale gezisinin uzun olacağını düşünerek, içeri girmeden bir şeyler yemek istedim. Patates mücveri benzeri bir yiyecek ve sıcak şarap aldım. Ama beğendin mi derseniz, şarap güzeldi ama mücver için pek aynı şeyi söyleyemeyeceğim. Standlardan pek hediyelik eşya almanızı tavsiye etmem. Çok olmasa da diğer yerlere göre bir miktar daha pahalı.

Prag Kalesi girişi

Prag Kalesi girişindeki standlardan aldığım sıcak şarap ve patates mücveri benzeri yiyecek


Prag Kalesi'ne girdiğinizde uzun ya da kısa tur satın alabilirsiniz. Ben küçük tur satın aldım. Zaten öğlen gittiğim için ancak yetiştirebildim. Sabahtan giderseniz, daha iyi olabilir.
 Prag Kalesi haritası

Geziye öncelikle Aziz Vitus Katedrali ile başladım. Ardından  katedralden çıkıp sola dönüp devam ettiğinizde, bir meydana geleceksiniz. Tam karşınızdaki bina Aziz George Bazilikası.

 
Aziz Vitus Katedrali

 
Aziz George Bazilikası


Aziz George Bazilikasından çıkıp dümdüz aşağı inerseniz, Altın Yol'a ulaşacaksınız. Altın Yol, renkli  zamanında da gerçekten konaklama için kullanılan minik evlerden oluşan bir yol. Ayrıca Çek'lere ait, çeşitli kılıçlar, kıyafetlerin de sergilendiği bir bölüm bulunuyor.

Altın Yol

Altın Yol'dan çıktıktan sonra Prag'ı panaromik görebileceğiniz bir yere çıkacaksınız. Buradan geri döndüğünüzde biraz ileride solda bir bahçe kapısı göreceksiniz. Bu kapıdan içeri girdiğinizde, en sonda merdivenlerden çıktığınızda Eski Kraliyet Sarayı'na ulaşacaksınız. Ben gittiğimde upuzun bir kuyruk vardı. Ama öğrendiğim kadarıyla günün her saati kuyruk oluyormuş. Hatta sabahları kuyruk daha uzun oluyormuş. Kuyrukta uzun süre bekledikten sonra, beklenti de büyük oluyor doğal olarak. Ne göreceğiniz gelince, üzeri değerli taşlarla bezeli kraliyet tacı. Aslında kuyruğun uzun olmasının tek nedeni insanların dakikalarca kraliyet tacının önünde beklemesi.

Eski Kraliyet Sarayı'nın içindeki kraliyet tacı

Prag Kalesi'nde benim son durağım Kraliyet Bahçesi oldu. Ama işin aslına bakacak olursanız iyi bakılmış bir bahçe sadece.
 
Kraliyet Bahçesi

Vlatava Nehri etrafında çok sayıda dinlenebilecek yer, kafe mevcut. 

 
Vlatava Nehri kenarı

Prag'da gezilebilecek daha çok yer var. Ulusal Tiyatro'yu görebilirsiniz. Ben içine girmedim. Sadece dışından gördüm.
Prag Ulusal Tiyatro

Dans Eden Ev, Prag'ın simgesi haline gelmiş bir modern mimari örneği. Bir diğer adı da Fred ve Ginger'mış. İçinde bir restaurant ve ofisler var. Ben Dans Eden Ev'e gitmek için en yakın istasyon olan Karlovo Namesti metro durağında indim. 

Dans Eden Ev

Prag'da ucuz alışveriş yapabileceğiniz,  hem hediyelik hem de sebze, meyve satılan bir yer Havelske Trziste. Ben hediyelik eşyalarımın bir kısmını buradan aldım. Mustek metro istasyonuna çok yakın. Ayrıca alışveriş yapabileceğiniz Wenceslas Meydanı'na çok yakın bir konumda. Wenceslas Meydanı etrafında çok sayıda alışveriş yapabileceğiniz yer var. Türkiye'de bildiğimiz markaların dışında çok sayıda mağazayı da görebilirsiniz. Fiyatlara gelince bence Türkiye ile aşağı yukarı aynı ama Avrupa'daki diğer şehirlere göre kesinlikle daha ucuz alışveriş yapmak mümkün.

Wenceslas Meydanı


Kurdele Kesimi

Blogum Kurdelesini an itibariyle kesiyorum. Annem sürekli olarak herkes blog açıyor, bi şeyler yazıyor, sen niye yazmıyorsun diyordu. Ben de o yoğun ısrarlara dayanamayıp, en sonunda  bi şeyler yazayım dedim. 

Efendim, bendeniz, yalnız gezmeyi çok severim. Malum haftanın 5 günü sabahtan akşama durdurak bilmeden çalışınca insan arada azıcık da olsa kafa dinlemek istiyor. Şu anda yurtdışı gezilerim sadece Avrupa'ya. Yılda en az 2 defa yurtdışına çıkmaya çalışıyorum.

Gelelim ilk yurtdışına çıkışıma...

İlk kez 2010 yılında Almanya'ya gittim, iş sebebiyle. Ondan önce de uçağa bile binmiş bir insan değildim. Zaten uçağa binip gittik ama uçakla dönmek kısmet olmadı. NEDEN? Çünkü İzlanda'da hala adını bile söyleyemediğim "Eyjafjallajökull" yanardağı patladığı için otobüsle dönmek zorunda kaldık. Kaç saatte? 50. Üzerinden 6 yıl geçti, hala dönüp dönüp bunu konuşuruz. Ondan sonra da iş seyahatleri arka arkaya geldi. 

Her yurtdışına çıkmadan önce internetten blogları okuyup, kendime program yaparım. Çoğunlukla da çok faydasını görürüm.  Bundan sonra gezdiğim, gördüğüm yerleri paylaşmaya çalışacağım. Umarım faydası olur...