9 Eylül 2016 Cuma

Denizli'de, Pamukkale'de Ne yapılır, Ne Yenir ? Beyaz Cennet Pamukkale...

Denizli'ye gidişim çok sevdiğim bir arkadaşımın düğünü vesilesiyle oldu. Pamukkale'yi görünce, iyi ki de gelmişim dedim.

Denizli Çardak Havaalanı aslında bakarsanız çok küçük bir havaalanı. Sadece İstanbul'a uçuş var. Ben İstanbul Sabiha Gökçen'den 6:00 uçağıyla gittim. Uçuş süresi 40 dakika, valiziniz almanız vs. derken 1 saati buluyor. Yani 7:00'de havaalanından ayrılacak duruma geliyorsunuz. Peki merkeze ya da Pamukkale'ye nasıl gideceksiniz? İsterseniz araba kiralayabilirsiniz. Ya da servisleri kullanabilirsiniz. Servis hizmeti Bay Tur firması tarafından sağlanmakta. Hemen çıkış kapısının yanında Bay Tur'un yerini göreceksiniz. Denizli'ye gelen ve Denizli'den gelen çok fazla sayıda uçak olmadığından servis saatleri ona göre ayarlanıyor. Yani uçağınız kaçta inerse insin, servis muhakkak var. Servise binmeden nereye gideceğinizi muhakkak söyleyin. Denizli merkeze gidiş 13 TL, Pamukkale'ye gidiş ise 25 TL. Pamukkale'de otellerin dağınık bir şekilde konumlanması nedeniyle, servis otelin önüne kadar bırakıyor. Dönüş zamanı ise Pamukkale'de otelinizden bineceksiniz ya da herhangi bir ara duraktan binmek isterseniz muhakkak telefonla arayıp rezervasyon yaptırmanız gerekiyor. Ancak Denizli merkezden yani ilk kalkış durağından binecekseniz (Zafer Gazoz Fabrikası önü) rezervasyon yaptırmanız gerekmiyor. Sefer saatleri için yine de aramanızı tavsiye ederim. 

Gelelim otele ben düğünün yapılacağı Richmond Pamukkale Thermal Otel'de kaldım. Otelde hem kapalı hem de açık termal havuz var. Ayrıca bir de açık havuzu var. Açık büfe kahvaltısı da gayet güzel ve bol çeşitliydi. Odalar da çok şık ve geniş. Kısaca ben oteli çok beğendim.

Denizli'ye gidince nereye gidilir derseniz, hiç tereddütsüz ilk sırada Pamukkale Travertenleri yer alır. Bizim otelimiz Karahayıt ile Pamukkale arasında yer alıyordu. Bu nedenle her 15 dakikada bir geçen ve inanılmaz yavaş giden minibüslere bindik. Fiyatı 2 TL. Dönüşte de yine aynı yerden binmeniz gerekiyor.  

Travertenlere giriş 35 TL. Ancak Müze Kart ile girmek çok daha avantajlı. Müze Kart çıkartmak için yanınızda kimliğiniz olması yeterli, hemen çıkartabiliyorsunuz. Müze Kart ile 1 yıl boyunca tüm avantajlardan faydalanabiliyorsunuz. Müze Kart 40 TL, Müze Kart+ ise 50 TL.

Travertenlerin birkaç tane giriş kapısı var. Bence en iyisi yaya giriş kapısından girmek. Yani Pamukkale merkezde olan kapıyı kullanmak. Diğer kapılardan giriş yaparsanız, önce Hierapolis Antik Kentini dolaşmak zorunda kalırsınız. 

Travertenlere giderken, kıyafetinize aman çok dikkat edin. Travertenlerde terlik, ayakkabı vs. giymek travertenlere zarar vereceği için yasak. Aman pantolonla gelmeyi sakın ha düşünmeyin. Şort ya da rahat bir etek, elbise gibi bir şey giyin. Bir de benim başıma geldiği için söyleme ihtiyacı duyduğum bir konu da yarım kollu giyince, dengesiz güneş yanıkları olması sorunu. Her yer bembeyaz olunca yanmak da kaçınılmaz oluyor. Kısaca ben yandım, siz yanmayın :)




Travertenleri gezdikten sonra en son Antik Havuz'a girebilirsiniz. Fiyat 32 TL. Küçük ve oldukça sıcak suyu olan bu havuzun içerisinde sütunlar görebilirsiniz. Biz buraya kadar gelmişken, girmemezlik yapmayalım deyip girdik. 

Hierapolis Antik Kentini de aman gezmemezlik etmeyin. Özellikle antik tiyatro muhteşem.


Gelelim Pamukkale'de yeme içme konularına... Maalesef ki Pamukkale'nin içinde öyle düzgün pek bir yer maalesef ki yok. Biz bir yerde gözleme yedik, ama gözlemeden daha çok lahmacun hamurundan yapılmış gibiydi. Bu yüzden hiç önermeyeceğim. Travertenlerin olduğu yerde, Antik Havuzun etrafında kafeler var. Ya da travertenlerin girişinde yapay olduğunu sandığım bir göl var. Gölün etrafında yemek yenebilecek bir de kafe var. Ama denemediğim için yorum yapamayacağım. Gölde ördekler de var ve çok şirin bir görüntü oluşturuyor. İsterseniz deniz bisikleti de kiralayabilirsiniz. 


Denizli'ye kadar gelmişken havlusundan almamak olmaz tabi ki de. Bu iş için tartışmasız adres Babadağlılar İş Hanı. Ancak pazar günü han kapalı. Bu nedenle sadece Hanın dışındaki dükkanlardan alışveriş yapabilirsiniz. Bu dükkanların içerisinde hem fiyat olarak hem de çeşit olarak en iyisi bana göre Varol Tekstil oldu. Varol Tekstil'in 2 adet dükkanı var. Hanın biraz daha aşağısındaki dükkanları çok büyük. Uğramadan geçmeyin.

Denizli'de yeme içme için Denizli kebabı en iyi seçim olacak tartışmasız. Denizli kebabı için Bayram Yeri Cami'nin altındaki sokakta karşılıklı sıralanmış kebapçılar göreceksiniz. Ancak pazar günü çok büyük çoğunluğu kapalıydı. Ben Saray Kebap'ta yedim ve beğendim. Tandır kuzu etini hazırlayıp, pidenin üzerine koyup servis ediyorlar. Denizli kebabı elle yenirmiş. İsterseniz çatal bıçak getiriyorlar. Ama buraya kadar gelmişken biz de adete uyalım dedik ve ellerle daldık. Ama arkadan elleri yıkasanız bile maalesef çok fena kokuyor :( Fiyata gelince Denizli kebabı yanında yeşillik,içecek ve su için sabit fiyat 25 TL. Tıka basa doyuyorsunuz. O yüzden 1,5 porsiyona falan niyetlenmeyin derim ben.

Buraya kadar gelmişken o fotoğraflarda gördüğümüz Denizli horozu heykelini görmeden gitmeden olmaz. Gazi Mustafa Kemal Bulvarı'nı takip ederseniz, bulvarın sonunda horozu görebilirsiniz. 








7 Ağustos 2016 Pazar

Çeşme'de Hangi Plaja Gidilir ?

Çeşme'ye gidiyorsanız, bence en güzeli Ilıca'daki bir otelde kalmak. Deniz derseniz, Ilıca Plajı çok güzel ama rüzgarların başladığı zamana denk gelirseniz deniz resmen Şile'den farksız. Rüzgar derseniz, sersemlememek mümkün değil. Ben daha önce haziran ayında gittiğimde hiç rüzgar yoktu ama bu sene temmuz ortasında gittim ve maalesef çok rüzgar vardı.
Ilıca 
Ilıca Plajın'da 2 şezlong ve 1 şemsiye kiralamak 50 TL. Ben Ilıca Plajı'na gitmeyeceğim derseniz, gidebileceğiniz çok sayıda plaj var. 
Ilıca Plajı
Tavsiye üzerine Paşalimanı mevkindeki Quente Beach'e gittik. Giriş ücreti 40 TL. Ulaşıma gelince arabanız yoksa eğer ulaşım biraz zor. Biz Ilıca'dan Paşalimanı minibüslerine bindik. 2 saatte bir minibüs var. O yüzden aman şoförden dönüş saatini öğrenin. Denize gelecek olursak, sığ, kum ve az dalgalı. Çarşaf gibi dümdüz bir deniz değil. Eğer ben illa ki derin sular istiyorum derseniz, o zaman burası sizin yeriniz değil. Zaten deniz sığ olduğu için, çocuklu aileler tarafından da çok tercih ediliyor. Alan geniş olduğu için de çocuk sesi rahatsız etmiyor. İster kum alanda ister çimde ağaçların altında şezlonga uzanmak mümkün. Değdi mi derseniz, rahatlıkla değdi derim.
Quente Beach
En beğendiğim plajlardan biri de Alaçatı'daki Madeo Beach. Giriş ücreti 50 TL. Ulaşım arabasızsanız oldukça zor. Biz Alaçatı'ya gidip, Alaçatı'daki taksi durağından taksiye bindik. 30 TL ödedik taksiye. Dönüş için de taksi durağının telefonunu almayı unutmayın. Burada deniz çoğunlukla kum, ara ara taşlar var denizin dibinde. Ben ne olur ne olmaz diye muhakkak deniz ayakkabısı giyiyorum. Deniz çok soğuk ama gerçekten tam anlamıyla çarşaf gibi. İster çim alanda, ister kumsalda şezlonglara uzanmak mümkün. Madeo Beach hem sakin hem de eğlencelik tarafı olan plajlardan. Çalışanlar gayet ilgili. Her an bir ünlüyü görmeniz de mümkün. Yeme içme konusunda fiyatlara gelince ne çok pahalı ne de çok ucuz. Ama her şey çok lezzetli. Kısacası ben sevdim burayı. 




Madeo Beach

Madeo Beach'te su altı kamerası ile çektiğim ben:)




Çeşme'de Ne Yenir, Ne İçilir ?

Tatil demek benim için biraz da yemek, içmek demek aslında. Ama öyle karın doyurmak için yemek değil. Şöyle keyfinin çıkarta çıkarta yemek gerek. O yüzden "herşey dahil" otellerden, tatil köylerinden "artık" pek haz etmiyorum. Herşey dahillerde hem ne yediğimi anlamıyorum, hem de kilo alıp dönüyordum.

Yeme içme konusunda biz gitmeden bir miktar ön araştırma yapıp gitmiştik. O yüzden bir sürpriz ile hiç karşılaşmadık desem yeridir. 

Çeşme'nin en has yiyeceği sanırım kumrudur. Kumru nerede yenir derseniz Kumrucu Şevki'de yenir. Biz Ilıca şubesinde yedik. Kumrunun yanında getirilen salatalık ve biber turşusu olmadan olmaz. Kumpiri de çok lezzetli, tavsiye ederim.
Kumrucu Şevki'nin harika kumrusu
Kumrucu Şevki'de kumpir
Ilıca'daki herhalde en ünlü yerlerden biri Dost Pide'dir. Hem yiyecekler hem de servis bir harika. Fiyatlara gelince gayet makul, kişi başı 25-35 TL arası hesap ödersiniz.En tavsiye edilen yiyecekleri kıymalı, kıymalı-kaşarlı pide, kavurmalı-kaşarlı pide ve Dostaki. Açıkçası ben kavurmalı-kaşarlı pide hariç hepsine bayıldım. Pideler o kadar hafif ki, hiç rahatsız etmiyor. Dostaki ne derseniz eğer, beytinin döner ile yapılmış halini düşünün ama üzerinde salçalı sos, yoğurt ve tereyağı olan cinsinden. Çok lezzetli, pişman olmazsınız kesinlikle.
Dost Pide'de kıymalı ve kuşbaşı-kaşarlı pide 
Dostaki

Ilıca'da Dost Pide'nin bir arka caddesinde bulunan Kır Çiçeği de hem pide hem de kebap türevlerini bulabileceğiniz bir yer. Biz bir önceki gün pide yediğimizden, bu kez kebap yiyelim dedik ve Manisa kebabını seçtik ve çok beğendik. Fiyatı 30 TL. Şiddetle tavsiye edilir :)
Kır Çiçeğin'de Manisa kebabı

Alaçatı'da balık yemek için 2 yıl önce de geldiğimiz Gürses Balık Restaurant-Osman'ın Yeri'ne geldik. Fiyatlar gayet normal, Alaçatı fiyatları ile alakası yok. Hele ki midye tava muhteşem, mezeler derseniz mükemmel. Deniz börülcesi ve yoğurtlu patlıcanını mutlaka deneyin.
Gürses Balık Restaurant-Osman'ın Yeri (Resimdekiler daha başlangıç :))

Midye dolma yemek isterseniz adım başı bulacaksınız Çeşme ve Alaçatı'da. Benim eskiden pek aram yoktu, bu midye dolmayla ama bu yıl Çeşme'de aramızdan su sızmadı desem yeridir.  Benim şu anda aklımda kalan ve en çok da şubesine rastladığım Midyeci İbrahim Usta oldu.
Çeşme'de Midyeci İbrahim Usta'nın harika midyeleri

Tatlılara gelecek olursak, tartışmasız en çok bilinen yer İmren Pastanesi'dir. Biz limon meringue cheesecake (15 TL)  ve üzerinde 1 top dondurma ile servis edilen crumble (17 TL) yedik. İkisini de beğendik. Ama crumble içerisindeki kırmızı meyveler nedeniyle biraz tatlımsı-ekşimsi bir tat bırakıyor ağızda. Çok tatlı bir şeyler yemek istiyorsanız, başka bir şey seçmenizi öneririm. Tatlıların arkasından birer tane az şekerli Türk kahvesi iyi gider dedik. Ama çok farklı bir sunumla geldi. Kahvenin yanında bir bardak su ve suyun içinde 1 kaşıkla birlikte sakız macunu. Tadı değişik geldi bana açıkçası. Burası Çeşme, herşeyin içinde damla sakızı görmek artık normal oldu bize de.
Limonlu chessecake meringue

Crumble





Çeşme'de gezerken, adını daha önceden duyduğumuz, önünde bir sürü insanın dondurma aldığı Rumeli Pastanesi'ne girelim dedik. Biz kazandibi üzeri balbadem ve sakızlı dondurma ile kazandibi üzeri karadut ve kavunlu dondurma yedik. Tek kelimeyle bayıldık. Normalde çok sakızlı şeyleri seven biri değilimdir. Ama çok lezzetli, hiç baymayan bir tadı vardı. Hatta bir ara, pastanenin sahibi bize tahinli dondurma ikram etti ki tadı hala damağımda. 


Alaçatı'da başka nerede tatlı yenir, derseniz doğru adres Furun Cafe & Patisserie. Biz Prenses pastası yedik. Fiyatı 14 TL. Çok lezzetli bir pasta, kreması çok hafif, baymayan bir tadı var. Ancak yanında içtiğimiz çay için aynı şeyi söylemeyeceğim. Biraz beklemiş bir tadı vardı, belki de bize öyle denk gelmiştir.



Alaçatı sokaklarında çektiğimiz fotoğraflardan bazıları;










Ege'nin Bir Tanesi Çeşme'ye Nasıl Gidilir? Çeşme'de Nerede Kalınır?

Çeşme, denizi, havası, insanı güzel yer... Biz ablamla Temmuz ayının ortasında gittik. Bu, benim Çeşme'ye 3. gelişim. Aslında bakarsanız artık doydum Çeşme'ye. Ama tartışmasız güzel yer. Ama en önemli şeylerden biri gideceğiniz zamanı iyi seçmek. Rüzgardan aptala dönmemek ya da üşümemek için aman zamanlamaya dikkat.
Ilıca Plajı
Çeşme Merkez
Temmuzda nasıl derseniz, hava sıcak ama rüzgar olduğundan yakmıyor, bunaltmıyor. Rüzgar bazen biraz fazla gelebiliyor. Ama burası Çeşme, çok sakinlik de beklememek lazım. 2 yıl önce haziran ayının sonunda gelmiştim. O zaman da, rüzgar yoktu ama hava hafif serindi. 

Efendim biz Pegasus ile sabah 6:00 uçağıyla İzmir'e geldik. Çeşme'ye gitmek için taksi dışında 2 alternatifiniz var. Ya Havaş otobüslerine bineceksiniz ya da Çeşme Seyahat'in sorumlu personelini bulmanız ve sizi otobüse götürmesini beklemelisiniz. Çünkü Çeşme Seyahat otobüsleri havaalanından kalkmıyor. Fiyat her ikisi için de 25 TL. Bu yüzden biz de Havaş otobüsleri ile Çeşme Otogar'a gittik. Havaalanından 1 saat 15 dakika kadar sürüyor. Çeşme Otogar'dan otelimizin bulunduğu Ilıca'ya gitmek için Ilıca-Alaçatı minibüslerine bindik. Fiyatı 3,5 TL ve en fazla 10 dakikada ulaşıyorsunuz.

Otelimize gelince biz 2 yıl önce booking.com sitesi aracılığıyla bulduğum Second Spring Otel'de kaldık. Otel Ilıca merkezde, Ilıca Terminali'ne çok yakın, denize 2 dakika yürüme mesafesinde, yakınında iyi restoranlar bulunan, alışveriş ihtiyacınız için yakınında Migros, A101, Bim, Şok gibi birsürü market olan harika bir konuma sahip. Butik otel sınıfındaki bu otel, Nermin Hanım ve ailesi tarafından işletiliyor. Son derece güvenli, sıcak kanlı bir ortamda ağırlandık. Öyle ki hergün kahvaltıda farklı yiyecekler sundular. Reçeller ev yapımı, havuç, şeftali, elma,... Ne ararsanız var reçellerde. Hergün farklı bir yumurta çeşidi. Kısaca tadı damağımızda kaldı. 2 yıl önce de aynıydı kaliteleri hala aynı mükemmellikte...
Second Spring Otel
Otelde kahvaltı



13 Haziran 2016 Pazartesi

Yurtdışına Çıkıyorum... Yanıma Ne Alsam?

Yurtdışına çıkarken, yanıma ne alsam sorusu herhalde en az bir hafta önce herkesin kafasını kurcalar. Tabi ki de pasaport, döviz, uçak bileti, otel rezervasyonunuz varsa çıktısı. Peki başka nelere dikkat etmek gerekir.

Öncelikle gideceğiniz mevsim ne olursa olsun, gideceğiniz ülkenin iklim koşullarının çok önemli olduğunu unutmayın. İstanbul'da hava 25 C iken, gideceğiniz ülkede karasal iklim hakim ise İstanbul'a göre daha soğuk bir hava ile karşılaşmanız kaçınılmaz. Kötü süprizlerle karşılaşmamak için ilk önce accuweather sitesinden önümüzdeki günlerdeki hava durumuna, hatta geçen yıl aynı dönemdeki hava durumunu muhakkak kontrol etmek en iyisi. Hatta saat saat bile kontrol yapmak mümkün. Ben çok şaştığını görmedim  bu sitenin.

Mevsime uygun kıyafetlerin yanında, her zaman kullandığınız ilaçlar ve acil durumlara karşı yanınızda ilaçlar bulundurmayı aman unutmayın. Tatiliniz zehir olmasın !

Yol, iz bulma konusuna gelirsek... Ben hep kağıt harita kullanmayı sevenlerdenim. Ama son dönemde  yurt dışına çıkmadan önce cep telefonuma Google Maps Çevrimdışı haritaları yüklüyorum. Gitmeyi düşündüğüm yerleri de uygulama üzerine işaretliyorum. İnternet kullanmadan, kullanmak mümkün. Tek dezavantajı telefonunun şarjını çok tüketiyor. Yol bulmak, kağıt haritaya göre daha kolay oluyor. Ama kağıt haritanın tadı da bir başka...

Yalnız çıktığım için yurtdışına muhakkak selfie çubuğum yanımda olur. Dolayısıyla sürekli birilerinden rica etmek zorunda kalmıyorsunuz. Ben cep telefonu ile fotoğraf çeksem de kesinlikle yanımda fotoğraf makinesi taşırım.

Herşeyi içine koyduğum minik bir sırt çantası. Ben Decathlon dan aldım çantamı. Ama bazen müzelerde sırt çantası sorun olabiliyor. Hem sırt çantasını vestiyere bırakmamak için hem de dışarıda bir alışveriş yaptığımda elimde alışveriş torbalarıyla dolaşmamak için ne olur ne olmaz diye bir bez çantayı katlayıp, sırt çantasının içine koyarım. 

İyi yolculuklar :)

8 Haziran 2016 Çarşamba

Prag'da Alışveriş Nerede Yapmalı, Ne Almalı?

Prag'da alışveriş, emin olun Türkiye'den daha ekonomik. Hediyelik eşya almak isterseniz, tarihi merkezin civarında çok sayıda hediyelik eşya satan dükkan var. Ama en ucuz yer neresi derseniz kesinlikle Havelske Trziste. Havelska Caddesi üzerinde kurulan bu açık hava pazarında Prag ile ilgili her türlü hediyelik eşyayı bulabilirsiniz. Ancak akşam 6 gibi tezgahların toplanmaya başladığını aman unutmayın. Magnetlar 20 CZK ile 80 CZK arasında değişiyor.

Alışveriş merkezi olarak çok sayıda alternatif mevcut. Ancak Prag 1. bölgede olması ve kaldığım otel olan Ibıs Praha Old Town'ın hemen yanında olması nedeniyle ben Palladium alışveriş merkezini tercih ettim. Burada tüm spor mağazalarını bulabilirsiniz. Burada özellikle  Sportissimo,  A3Sport  ve Foot Locker a uğramanızı tavsiye ederim. Sportissimo'da outlet spor ürünleri de bulabilirsiniz. Örneğin Türkiye'de 335 TL olan yeni sezon bir spor ayakkabıyı Foot Locker'dan yaklaşık 200 TL'ye almanız mümkün. Bu arada 2000 CZK'lık tek seferde alışveriş yapmanız halinde tax free (vergi muafiyeti) avantajından faydalanabilirsiniz. Bunun için mağazada ödeme sırasında kasiyere muhakkak belirtmeniz gerekiyor.

Palladium'da en alt katta süpermarkette bulunuyor. Ama Palladium'da birçok mağazanın sabah 10'da açılıp, hepsinin akşam saat 9'da kapandığını unutmayın.


Prag'dan başka şehre özel ne alınır derseniz, cevap kristal ve kukla olacak. Kristal için hediyelik eşya satan dükkanlarda el işçiliği olduğu iddia edilen kristaller görebilirsiniz. Ancak bunların içinde en ünlüsü, her yerde bir mağazasını görebileceğiniz Blue Praha. Bir de çeşit çeşit matruşka satan dükkanlar göreceksiniz. Fiyatlar hakkında fikir vermesi açısından kendime aldığım matruşka yaka iğnelerinden birinin fotoğrafını aşağıda görebilirsiniz. Fiyatı ise 90 CZK. Yani yaklaşık 10 TL gibi.
Kristal eşya satan dükkanlara Prag'da çokça rastlayabilirsiniz

Prag'da kuklalar
Matruşka dükkanları
Matruşka yaka iğnesi



Çikolata konusunda diğer Avrupa ülkelerinden çok farklı seçenekler maalesef ki yok. Ben free shop'tan almak yerine şehri gezerken bir süpermarketten almayı tercih ediyorum. Çünkü aynı çikolatayı Prag Havaalanı Free Shop'te kesinlikle birkaç kat daha pahalıya alıyorsunuz.

Eğer derseniz ki ben dünyaca ünlü markaları arıyorum, o zaman Josefov'a buyrun. Hiçbir şey almasanız bile, vitrinlere bakmak bile gerçekten çok zevkli.

Josefov'daki şık mağazalar

28 Mayıs 2016 Cumartesi

Prag'ta Nereye Gidilir? Prag Gezi Rehberi, Orta Çağ Kenti Dedikleri Bu Olsa Gerek

Prag - Budapeşte - Viyana üçlüsünden, Budapeşte ve Viyana'ya 3 yıl önce gitmiştim. Hatta o zamanlar Pegasus'un Budapeşte'ye uçuşu bile yoktu. Ben de Macar Havayolu şirketi olan Wizz Air ile uçup, Budapeşte'ye gidip, gezip, ardından otobüsle Viyana'ya geçmiştim. Viyana'da da gezdikten sonra Pegasus ile geri dönmüştüm. O dönemde Pegasus'un Prag'a uçuşu yoktu. Benim de 3 şehri arka arkaya gezmeyi yorgunluk olur diye gözüm yememişti. Kaldı ki 2 şehri hiç durmadan gezmek de benim için çok yorucu olmuştu. 

Gitmeden önce yaptığım araştırmalara göre Prag için en iyi mevsim Mayıs ve Eylül ayıymış. Ben de 2016  Mayıs ortasında Pegasus'ta uygun fiyatlı bilet bulunca hemen aldım. İstanbul Sabiha Gökçen-Prag gidiş-dönüş bilet fiyatı 365 TL idi. Ben bileti 2 ay kadar önce satın aldım. Ama yaklaşık 1 ay öncesine kadar bilet fiyatı atla deve artmadı açıkçası. Ben her gezim öncesinde o gün neler yapacağımı hep çok iyi programlarım. Ufak sapmalar olsa da mümkün olduğunca uymaya çalışırım.  


Öncelikle Prag'a gidebilmek için Schengen Vizesine sahip olmak gerekiyor. Gitmeden önce muhakkak hava durumuna bakın. Çünkü hava Prag'da gerçekten çok dengesiz. Benim gittiğim tarihlerde 3 gün hava gerçekten çok soğuktu. Hatta polar ve üzerine mont giymek zorunda kaldım. Nedeni de Prag'ın karasal iklime sahip olmasıymış. Diğer 2 gün ise hava gayet iyiyidi. Ama yine de üzerinize rüzgarlık gibi bir şey giymek gerekebiliyor. Ben AccuWeather sitesinden kontrol ettim. Sonuç olarak gayet tutarlıydı. Çok yanılmadılar.

Prag'daki havaalanının adı Vaclav Havel Havaalanı. Öncelikle uçaktan iner inmez, pasaport kontrolünde geçip, bavulumu aldıktan sonra Döviz Bürosuna gidip para bozdurdum. Çünkü Çek Cumhuriyetinde kullanılan para birimi Çek Korunası (CZK). Ancak havalanınadaki döviz bürosunda ben yaklaşık 10 Euro kadar bozdurdum. Hem %5 komisyon alıyorlar, hem de düşük fiyattan bozuyorlar. Kısaca kesinlikle çok para bozdurmayın. Zaten şehrin içine indiğinizde göreceksiniz. Adım başı döviz bürosu var %0 komisyonla çalışan. 1 Euro yaklaşık olarak 26 CZK.

Seyahatlerde yaptığım ilk  şey daima havaalanındaki Tourist Information'ı bulmaktır. Tourist Information'dan ücretsiz Prag haritası temin edebilirsiniz. Ben daha kapsamlı bir harita istediğimi söylediğimde, yine ücretsiz olarak başka bir harita verdiler. 

Ben gitmeden önce yurtdışında internet kullanmayacağım için cep telefonuma Google Maps Çevrimdışı haritaları yüklemiştim. Bu sayede kağıt harita kullanmama çok gerek kullanmadan yolumu rahatlıkla buldum. Tek dezavantajı telefonun şarjını çok tüketiyor. O yüzden ne olur ne olmaz diye sırt çantamda daima bir taşınabilir şarj cihazı taşıyorum. 

Yine Tourist Information'dan şehir merkezine inmek için kullanacağım  Airport Express isimli otobüs için 42 CZK'ya otobüs bileti satın aldım. Bileti otobüste şoförden de alabilirsiniz. Ancak fiyatı 60 CZK. Tourist Information'dan ayrılıp, dışarı çıktığınızda önünüzde otobüs duraklarını göreceksiniz. En sağdaki duraktan Airport Express'ler  her 15 dakikada bir kalkıyor.

Konaklama için Prag 1. bölgede kalmanız gerçekten önemli. Çünkü Prag çok küçük bir şehir ve hemen her yere yürüyerek ulaşabilirsiniz. Ben rezervasyonumu www.booking.com aracılığıyla yaptım. Daha önce de aynı zincirdeki başka pek çok otelinde kaldığım Ibis Praha Old Town isimli oteli seçtim. Hem Namesti Republiky isimli metro durağının dibinde, en önemlisi de Prag'daki bence en önemli alışveriş merkezi olan Palladium'un yanında. Kısaca otelim hem çok merkezi bir yerdeydi, hem de çok güvenliydi, hem de Airport Express durağına çok yakındı. 

Gelelim Prag'da nereler gezilir sorusuna...

Otelden çıkıp, ilk iş Eski Şehir Meydanına doğru yürümeye başladım. İlk olarak karşıma her gün altından geçeceğim Powder Tower çıktı.

Powder Tower

Powder Tower'ın altından geçip Celetna Caddesi boyunca çok sayıda hediyelik eşya satan dükkan görebilirsinzi. Yol üzerinde bir kuklacı ve bir de sadece matruşka satan bir dükkan vardı. Cadde boyunca 2 adet bal mumu müzesi de var. Ama ben girmedim.

 
 Celetna Caddesi üzerindeki kukla dükkanı
Celetna Caddesi üzerindeki matruşkacı

Celetna Caddesi'nin sonunda Eski Şehir Meydanı'na ulaşıyorsunuz. Prag'daki her meydanda görebileceğiniz Segway turları satan insanlar var. Eski Şehir Meydanın'da Astronomik Saat, Eski Belediye Sarayı, Jan Hus Anıtı, Tyn Kilisesi, Aziz Niklaus Kilisesi ve Franz Kafka'nın da yaşadığı Dum u Minuty Evi'ni görebilirsiniz.

Eski Şehir Meydanı ve Tyn Kilisesi

Bence meydanda en çok görülmeye değer yapı Astronomik Saat. Her saat başı Astronomik Saatin altında bir sürü turist toplanıp, üzerinde çeşitli figürlerin bulunduğu saati izlemekte. Tam saat başı olup, astronomik saat gösterisini yaptığında, arkadan tüm turistlerin alkış ve ıslık seslerini duyacaksınız. Astronomik Saatin hemen dibinde bulunan Eski Belediye Saray'ının üzerindeki kuleye çıkıp,meydanı kuş bakışı izleyebilirsiniz. Çok kalabalık oluyor. Ama aynı zamanda çok da zevkli. Kuleye çıkmak 130 CZK. Aziz Niklaus ve Tyn Kilisesi'ne giriş ücretsiz.

 
Astronomik Saat
Eski Belediye Binası Kulesinden Kuş Bakışı Meydan

 
Jan Hus Anıtı
Aziz Niklaus Kilisesi

Tyn Kilisesi'nin hemen yanında Eski Şehir Meydanı'nda Prag Ulusal Müzesi-Kinsky Sarayı var. Benim gittiğim gün Müzeler Haftası nedeniyle giriş ücretsizdi. Çok büyük bir müze değil. 

Aziz Niklaus Kilises'ne yüzünüz dönüp, hemen sağındaki Parziska Caddesi boyunca yürürseniz Yahudi Mahallesi olan Josefov'a ulaşacaksınız. Ben daha önce hiç sinagoga girmemiştim. Bu nedenle sinagog görmek istiyordum. Ancak Josefov'da sinagoglara girebilmek için birkaç gün geçerli olan bilet almanız gerekiyor. Her sinagoga kombine bilet almadan girmek mümkün değil. Sadece İspanyol Sinagoguna ve Eski-Yen Sinagog'a tek bilet alarak girebilirsiniz. İspanyol Sinagogu'na giriş fiyatı 70 CZK. İspanyol Sinagogu'nun hemen yanında Franz Kafka Anıtı bulunuyor.

İspanyol Sinagogu

Franz Kafka Anıtı


Gelelim Prag Kalesi'ne...

Prag Kalesi'ne gitmek için Eski Şehir Meydanın'dan dümdüz aşağı inip, Karl (Charles) Köprüsün'den geçmeniz gerekiyor. Karl Köprüsü Prag'ın ortasından geçen Vlatava Nehri'nin üzerinde bulunuyor. Nehir üzerindeki en çok görmeye değer köprü bu. Karl Köprüsü'nün üzerinde çok sayıda heykel görebilirsiniz. Ayrıca köprü üzerinde, resim, fotoğraf ve takı yapıp satan sanatçılardan alışveriş yapabilirsiniz. 
 
Karl Köprüsü

Karl Köprüsünden Mala Strana tarafına geçtiğinizde, sağa dönerseniz Kafka Müzesi ve hemen dibindeki dünyadaki en dar olduğu iddia edilen sokağı görebilirsiniz. Sokak bir kişinin geçebileceği genişlikte olduğu için sokaktan geçmek için sokağın başına trafik ışığı bile koymuşlar.
Franz Kafka Müzesi'nin yanındaki en dar sokak

Karl Köprüsü'nün bitiminde Mala Strana'dan dümdüz hiçbir yere sapmadan yukarı çıktığınızda Prag Kalesi'ne varacaksınız. Prag Kalesi'nin girişinde yiyecek standları ve hediyelik eşya standları göreceksiniz. Ben kale gezisinin uzun olacağını düşünerek, içeri girmeden bir şeyler yemek istedim. Patates mücveri benzeri bir yiyecek ve sıcak şarap aldım. Ama beğendin mi derseniz, şarap güzeldi ama mücver için pek aynı şeyi söyleyemeyeceğim. Standlardan pek hediyelik eşya almanızı tavsiye etmem. Çok olmasa da diğer yerlere göre bir miktar daha pahalı.

Prag Kalesi girişi

Prag Kalesi girişindeki standlardan aldığım sıcak şarap ve patates mücveri benzeri yiyecek


Prag Kalesi'ne girdiğinizde uzun ya da kısa tur satın alabilirsiniz. Ben küçük tur satın aldım. Zaten öğlen gittiğim için ancak yetiştirebildim. Sabahtan giderseniz, daha iyi olabilir.
 Prag Kalesi haritası

Geziye öncelikle Aziz Vitus Katedrali ile başladım. Ardından  katedralden çıkıp sola dönüp devam ettiğinizde, bir meydana geleceksiniz. Tam karşınızdaki bina Aziz George Bazilikası.

 
Aziz Vitus Katedrali

 
Aziz George Bazilikası


Aziz George Bazilikasından çıkıp dümdüz aşağı inerseniz, Altın Yol'a ulaşacaksınız. Altın Yol, renkli  zamanında da gerçekten konaklama için kullanılan minik evlerden oluşan bir yol. Ayrıca Çek'lere ait, çeşitli kılıçlar, kıyafetlerin de sergilendiği bir bölüm bulunuyor.

Altın Yol

Altın Yol'dan çıktıktan sonra Prag'ı panaromik görebileceğiniz bir yere çıkacaksınız. Buradan geri döndüğünüzde biraz ileride solda bir bahçe kapısı göreceksiniz. Bu kapıdan içeri girdiğinizde, en sonda merdivenlerden çıktığınızda Eski Kraliyet Sarayı'na ulaşacaksınız. Ben gittiğimde upuzun bir kuyruk vardı. Ama öğrendiğim kadarıyla günün her saati kuyruk oluyormuş. Hatta sabahları kuyruk daha uzun oluyormuş. Kuyrukta uzun süre bekledikten sonra, beklenti de büyük oluyor doğal olarak. Ne göreceğiniz gelince, üzeri değerli taşlarla bezeli kraliyet tacı. Aslında kuyruğun uzun olmasının tek nedeni insanların dakikalarca kraliyet tacının önünde beklemesi.

Eski Kraliyet Sarayı'nın içindeki kraliyet tacı

Prag Kalesi'nde benim son durağım Kraliyet Bahçesi oldu. Ama işin aslına bakacak olursanız iyi bakılmış bir bahçe sadece.
 
Kraliyet Bahçesi

Vlatava Nehri etrafında çok sayıda dinlenebilecek yer, kafe mevcut. 

 
Vlatava Nehri kenarı

Prag'da gezilebilecek daha çok yer var. Ulusal Tiyatro'yu görebilirsiniz. Ben içine girmedim. Sadece dışından gördüm.
Prag Ulusal Tiyatro

Dans Eden Ev, Prag'ın simgesi haline gelmiş bir modern mimari örneği. Bir diğer adı da Fred ve Ginger'mış. İçinde bir restaurant ve ofisler var. Ben Dans Eden Ev'e gitmek için en yakın istasyon olan Karlovo Namesti metro durağında indim. 

Dans Eden Ev

Prag'da ucuz alışveriş yapabileceğiniz,  hem hediyelik hem de sebze, meyve satılan bir yer Havelske Trziste. Ben hediyelik eşyalarımın bir kısmını buradan aldım. Mustek metro istasyonuna çok yakın. Ayrıca alışveriş yapabileceğiniz Wenceslas Meydanı'na çok yakın bir konumda. Wenceslas Meydanı etrafında çok sayıda alışveriş yapabileceğiniz yer var. Türkiye'de bildiğimiz markaların dışında çok sayıda mağazayı da görebilirsiniz. Fiyatlara gelince bence Türkiye ile aşağı yukarı aynı ama Avrupa'daki diğer şehirlere göre kesinlikle daha ucuz alışveriş yapmak mümkün.

Wenceslas Meydanı