9 Eylül 2016 Cuma

Denizli'de, Pamukkale'de Ne yapılır, Ne Yenir ? Beyaz Cennet Pamukkale...

Denizli'ye gidişim çok sevdiğim bir arkadaşımın düğünü vesilesiyle oldu. Pamukkale'yi görünce, iyi ki de gelmişim dedim.

Denizli Çardak Havaalanı aslında bakarsanız çok küçük bir havaalanı. Sadece İstanbul'a uçuş var. Ben İstanbul Sabiha Gökçen'den 6:00 uçağıyla gittim. Uçuş süresi 40 dakika, valiziniz almanız vs. derken 1 saati buluyor. Yani 7:00'de havaalanından ayrılacak duruma geliyorsunuz. Peki merkeze ya da Pamukkale'ye nasıl gideceksiniz? İsterseniz araba kiralayabilirsiniz. Ya da servisleri kullanabilirsiniz. Servis hizmeti Bay Tur firması tarafından sağlanmakta. Hemen çıkış kapısının yanında Bay Tur'un yerini göreceksiniz. Denizli'ye gelen ve Denizli'den gelen çok fazla sayıda uçak olmadığından servis saatleri ona göre ayarlanıyor. Yani uçağınız kaçta inerse insin, servis muhakkak var. Servise binmeden nereye gideceğinizi muhakkak söyleyin. Denizli merkeze gidiş 13 TL, Pamukkale'ye gidiş ise 25 TL. Pamukkale'de otellerin dağınık bir şekilde konumlanması nedeniyle, servis otelin önüne kadar bırakıyor. Dönüş zamanı ise Pamukkale'de otelinizden bineceksiniz ya da herhangi bir ara duraktan binmek isterseniz muhakkak telefonla arayıp rezervasyon yaptırmanız gerekiyor. Ancak Denizli merkezden yani ilk kalkış durağından binecekseniz (Zafer Gazoz Fabrikası önü) rezervasyon yaptırmanız gerekmiyor. Sefer saatleri için yine de aramanızı tavsiye ederim. 

Gelelim otele ben düğünün yapılacağı Richmond Pamukkale Thermal Otel'de kaldım. Otelde hem kapalı hem de açık termal havuz var. Ayrıca bir de açık havuzu var. Açık büfe kahvaltısı da gayet güzel ve bol çeşitliydi. Odalar da çok şık ve geniş. Kısaca ben oteli çok beğendim.

Denizli'ye gidince nereye gidilir derseniz, hiç tereddütsüz ilk sırada Pamukkale Travertenleri yer alır. Bizim otelimiz Karahayıt ile Pamukkale arasında yer alıyordu. Bu nedenle her 15 dakikada bir geçen ve inanılmaz yavaş giden minibüslere bindik. Fiyatı 2 TL. Dönüşte de yine aynı yerden binmeniz gerekiyor.  

Travertenlere giriş 35 TL. Ancak Müze Kart ile girmek çok daha avantajlı. Müze Kart çıkartmak için yanınızda kimliğiniz olması yeterli, hemen çıkartabiliyorsunuz. Müze Kart ile 1 yıl boyunca tüm avantajlardan faydalanabiliyorsunuz. Müze Kart 40 TL, Müze Kart+ ise 50 TL.

Travertenlerin birkaç tane giriş kapısı var. Bence en iyisi yaya giriş kapısından girmek. Yani Pamukkale merkezde olan kapıyı kullanmak. Diğer kapılardan giriş yaparsanız, önce Hierapolis Antik Kentini dolaşmak zorunda kalırsınız. 

Travertenlere giderken, kıyafetinize aman çok dikkat edin. Travertenlerde terlik, ayakkabı vs. giymek travertenlere zarar vereceği için yasak. Aman pantolonla gelmeyi sakın ha düşünmeyin. Şort ya da rahat bir etek, elbise gibi bir şey giyin. Bir de benim başıma geldiği için söyleme ihtiyacı duyduğum bir konu da yarım kollu giyince, dengesiz güneş yanıkları olması sorunu. Her yer bembeyaz olunca yanmak da kaçınılmaz oluyor. Kısaca ben yandım, siz yanmayın :)




Travertenleri gezdikten sonra en son Antik Havuz'a girebilirsiniz. Fiyat 32 TL. Küçük ve oldukça sıcak suyu olan bu havuzun içerisinde sütunlar görebilirsiniz. Biz buraya kadar gelmişken, girmemezlik yapmayalım deyip girdik. 

Hierapolis Antik Kentini de aman gezmemezlik etmeyin. Özellikle antik tiyatro muhteşem.


Gelelim Pamukkale'de yeme içme konularına... Maalesef ki Pamukkale'nin içinde öyle düzgün pek bir yer maalesef ki yok. Biz bir yerde gözleme yedik, ama gözlemeden daha çok lahmacun hamurundan yapılmış gibiydi. Bu yüzden hiç önermeyeceğim. Travertenlerin olduğu yerde, Antik Havuzun etrafında kafeler var. Ya da travertenlerin girişinde yapay olduğunu sandığım bir göl var. Gölün etrafında yemek yenebilecek bir de kafe var. Ama denemediğim için yorum yapamayacağım. Gölde ördekler de var ve çok şirin bir görüntü oluşturuyor. İsterseniz deniz bisikleti de kiralayabilirsiniz. 


Denizli'ye kadar gelmişken havlusundan almamak olmaz tabi ki de. Bu iş için tartışmasız adres Babadağlılar İş Hanı. Ancak pazar günü han kapalı. Bu nedenle sadece Hanın dışındaki dükkanlardan alışveriş yapabilirsiniz. Bu dükkanların içerisinde hem fiyat olarak hem de çeşit olarak en iyisi bana göre Varol Tekstil oldu. Varol Tekstil'in 2 adet dükkanı var. Hanın biraz daha aşağısındaki dükkanları çok büyük. Uğramadan geçmeyin.

Denizli'de yeme içme için Denizli kebabı en iyi seçim olacak tartışmasız. Denizli kebabı için Bayram Yeri Cami'nin altındaki sokakta karşılıklı sıralanmış kebapçılar göreceksiniz. Ancak pazar günü çok büyük çoğunluğu kapalıydı. Ben Saray Kebap'ta yedim ve beğendim. Tandır kuzu etini hazırlayıp, pidenin üzerine koyup servis ediyorlar. Denizli kebabı elle yenirmiş. İsterseniz çatal bıçak getiriyorlar. Ama buraya kadar gelmişken biz de adete uyalım dedik ve ellerle daldık. Ama arkadan elleri yıkasanız bile maalesef çok fena kokuyor :( Fiyata gelince Denizli kebabı yanında yeşillik,içecek ve su için sabit fiyat 25 TL. Tıka basa doyuyorsunuz. O yüzden 1,5 porsiyona falan niyetlenmeyin derim ben.

Buraya kadar gelmişken o fotoğraflarda gördüğümüz Denizli horozu heykelini görmeden gitmeden olmaz. Gazi Mustafa Kemal Bulvarı'nı takip ederseniz, bulvarın sonunda horozu görebilirsiniz.